YALVAÇ
DOĞAL YAPI:
Yalvaç ilçesi Akdeniz Bölgesi'nin batısında yer alır. Sultan Dağlarının güneybatı eteklerine yayılmıştır. Doğuda Konya ilinin Akşehir, batıda Senirkent ve Afyon ilinin Çay ilçesi, Kuzeyde Sultandağı, güneyde ise Şarkikaraağaç ve Gelendost ilçeleri ile sınırlıdır. Yüzölçümü 1415 kilometrekaredir. Denizden ortalama yüksekliği 1100 metredir. En yüksek noktası ise, 2531 metre il Yalvaç-Çay sınırında bulunan Gelincik Ana tepesidir. Akköprü ve Sel Çayları Sultan Dağlarından doğan yörenin önemli iki akarsuyudur. Yalvaç, Kumdanlı, Hüyüklü ve Yağcılar ovaları ilçe sınırlarında kalan başlıca düzlüklerdir. İlçenin batısındaki Hoyran Gölü ilçenin tek gölüdür. Yalvaç ilçesinin iklimi; Akdeniz iklimi ile kara iklimi arasında geçiş özelliği taşır. En yüksek sıcaklık 37 derece, en düşük sıcaklık -18 derece olarak tespit edilmiştir. İlçenin yıllık ortalama sıcaklığı 12 derecedir. Yıllık ortalama yağış 470 mm.'dir. En fazla yağış kış mevsiminde, en az yağış ise yaz aylarında görülür. Bölgede hakim esen rüzgar Poyrazdır. İklim özelliklerin bağlı olarak, "Step otu" topluluklarına benzeyen otluklar ile Akdeniz Bölgesinin tipik bitki örtüsü makilere benzer çalılıklar ile çam, ardıç ve meşeden oluşan ağaç toplulukları mevcuttur. Otluklardan da çok koyun, keçi gibi hayvanların beslenmesinde yararlanılır. Ağaç ve çalılıklar ise, Çetince, Bağkonak, Kuyucak, Gemen, Sücüllü, Kapıkara Orman ve Koruları şeklinde doğu-batı istikametinde sıralanmaktadır.
TARİH:
Tarih öncesi devirlerden başlayarak Yalvaç ve çevresinin önemli bir yerleşim merkezi olduğu görülür. Yalvaç'ta yapılan tarih öncesi araştırmalar sonucunda bir çok yerleşme yeri tespit edilmiştir. Bununla beraber Geç Neolitikten daha eskiye inen bir yerleşme merkezi henüz bulunmamıştı. Teknepınar ve Kuyucak Höyüklerinden elde edilen keramikler, obsidyen ve çakmak taşından yapılmış muhtelif aletler buralarda oldukça yoğun bir Geç Neolitik Çağ yerleşmesinin varlığına tanıklık eder. Yalvaç'ın Kalkolitik çağda iskan gördüğünü Yarıkkaya ve Kayadibi höyüklerinde göze çarpan pişmiş toprak buluntular kanıtlanmaktadır. Dr. Mehmet Taşlıalan'ın Yalvaç'ın Tarihçesi adlı araştırmasında verilen bilgiler Yalvaç'ın Tunç çağında da önemli bir yerleşim merkezi olduğunu göstermektedir. Anadolu'da M.Ö. 3200-1200 yılları arasında tarihlenen Tunç Çağında, Anadolu'nun birçok yerinde ve göller bölgesinin hemen her kesiminde olduğu gibi, Yalvaç yöresinde de çok sayıda yerleşme yeri olduğu yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Elde edilen malzemelerin değerlendirilmesi sonucunda kırka yakın Tunç Çağı yerleşim merkezi tespit edilmiştir. Yalvaç yöresinde ilk ve orta Tunç Çağlarında yerleşme yerlerinin yoğun olmasına karşılık son Tunç Çağında yerleşmenin oldukça azalması dikkat çekmektedir. M.Ö. 546 yılında Lidya Kralı Kroissos'un Pers Kralı Kyros'a yenilmesinden sonra, tüm Anadolu toprakları gibi Pisidia'da Pers idaresi altına girmiştir. Ne var ki Pers işgalini gösteren herhangi bir kanıt, diğer Pisidia şehirlerinde olduğu gibi Yalvaç yöresinde de ele geçmemiştir. Ancak W. Ramsak, Kilikya'dan batıya hareket eden Pers Kralı Xerxes'in M.Ö. 481 yılında Suğla ile Beyşehir göllerinin doğusunda Antiocheia üzerinden geçerek Eğirdir Gölünün kuzeyinde Uluborlu ve Dinar'dan Sardes'e gittiğini yazmıştır. Makedonya Kralı Büyük İskender M.Ö. 334'de başladığı Anadolu seferiyle Pers'lerin egemenliğine son verir. Yalvaç'ın o dönemdeki adı Pisidia Antiocheia olarak geçmektedir. Antiocheia'nın M.Ö. 300-280 yılları arasında l.Antiokhos tarafından Seleukos kolonisi olarak kurulduğu sanılmaktadır. Yalvaç'ın tarih boyunca Menar, Pisidia, Antiocheia, Colonia Caesarea, Tochia ol Antiochia, Colonia Caesarea Antiocheia isimleriyle anıldığı görülmektedir. l.Antiokhos'un ölümünden sonra Antiocheia, Bergama Kralı l.Attalos (M.Ö. 241-197) tarafından alındı. Bergama Krallığı Seleukos'larda sık sık çarpışmaya girdiler. Seleokos'ların eline tekrar geçen bölge M.Ö. 189 yılında Romalıların istilasına uğradı. Romalılar, Bergama Kralı lll. Antiokhos ile barış yaparak aldıkları toprakları Bergama Krallığına verdiler. M.Ö. 133 yılında Bergama Kralı toprakları tekrar Romalılara bıraktı. Bu olaydan sonra Romalılar, "Asya Teşkilatını" kurdular. İmparator Konstantin 311 yılında Hıristiyanlığı serbest bırakmış ve dinin yayılmasına yardımcı olmasıyla, Hıristiyanların büyük şehirlerde birer metropolitliği oluşturdu. Antiocheia’nın da 325-787 yılları arasında muhtelif yerlerde yapılan meclis veya konsüllere bir metropolit ile katıldığı biliniyor. Bu dönemde Antiocheia'ya metropolitlik olarak, Neopolis (Şarkikaraağaç) Sozopolis (Uluborlu) ve Nikopolis bağlı idiler. Hıristiyanlık tarihinin önemli bir olayı da 46 yılında St.Paul ve St.Barnabas'ın Antiocheia’ya gelerek dini yaymak istemeleridir. St. Paul'un Anadolu'ya yaptığı üç seyahatinde Antiocheia’ya uğraması kentin hristiyanlık alemi için oldukça önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Bu dönemde Hıristiyan Bizans'ın düşmanı Müslüman Araplar olmuştur. Araplar Anadolu'ya sayısız akın yapmışlardır. Antiocheia’ya yapılan akınların en şiddetlisi, Halife Velid devrinde oğlu Abbas tarafından 713 yılında yapılandır. Yakılan ve yıkılan şehirden binlerce esir alınarak geri dönülmüştür. 1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu Akınlarına başlayan Selçuklu Türkleri zaman zaman bazı toprakları ele geçirmiş daha sonra bırakmak zorunda kalmışlardır. Antiocheia savunmaya elverişli bir merkez olduğundan, l. Haçlı orduları Selçuklu saldırılarına karşı buraya sığınmışlardır. 1101 yılında Bizans'a aittir. Yalvaç (Antiocheia) ve çevresinde devam eden Türk-Bizans mücadelesine rağmen 1176 yılına kadar taraflar birbirlerine kesin üstünlük kuramamışlardır. Önemli bir olayda ll. Haçlı seferleri sırasında olmuş, Fransız Kralı Louis ile Türkler arasında Antiocheia'da yapılan savaşta (1148) Bizanslılar geri çekilmek zorunda kalmalarıdır. 1176 yılında Sultan ll. Kılıçarslan ile Bizans İmparatoru Manuel Kommenos arasında Kumdanlı boğazından yapılan Myriokephalon Savaşı ile Yalvaç kesin olarak Türk egemenliğine girmiştir. Yalvaç bir Türk beyinin adıdır. Malazgirt Savaşından sonra Türklerin Batı Anadolu'ya yayılmaları sırasında, Oğuz boylarından Emir Boyu Yalvaç Bey önderliğinde, Antiocheia'ya yerleşmişler ve kent bundan sonra Yalvaç adını almıştır. 1243 Kösedağı savaşından sonra İlhanlıların kontrolüne giren Yalvaç, 1280 yıllarında kurulan Hamitoğulları Beyliği sınırları içinde kalmıştır. 1380'de l. Sultan Murad zamanında Osmanlı Devleti egemenliğine girmiştir. 1840 yılında kaza olarak Konya'ya bağlanmış, 1864 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur. Yalvaç, Cumhuriyetin ilanından sonra Isparta'ya bağlanmış ve her geçen gün gelişen bir ilçe durumuna gelmiştir.
KÜLTÜR VARLIKLARI
PİSİDİA ANTİOCHEİA Antiocheia antik kenti Yalvaç ilçesinin 1 km. kadar kuzeyinde Sultan dağlarının güney yamaçları boyunca uzanır. Anadolu'da yirmiden fazla Antiocheia olduğu için bu şehirler birbirlerinden bölge isimleri ile ayrılmışlardır. Onun için bu antik kente Pisidia Antiocheia denilmiştir. Şehir Helenistik devirde M.Ö. 3. yüzyılda Seleukos soyundan l.Antiokhos tarafından kurulmuştur. Kurucusuna izafeten Antiocheia adını almıştır. Antik kentte ilk önemli araştırmalar 1914- 1924 yılları arasında W.Ramsay ve D.Robinson tarafından gerçekleştirilmiştir. Uzun bir aradan sonra 1980 yılından itibaren Yalvaç Müze Müdürlüğü tarafından araştırmalara devam edilmiştir. Göller Bölgesi Arkeolojik-Kültürel-Turistik Araştırma ve Değerlendirme projesinin 1993 çalışmaları raporunda prof. Dr. Rüçhan Arık, Antiocheia hakkında şu görüşe yer vermektedir: "Buralarda çok geç kalınmış ve pek çok kayıplar verilmiş olduğu halde, hem bilim, hem turizm açısından hala verimli değerlendirmeler yapılabilir. Özellikle YALVAÇ (Antiocheia), bir açık hava müzesi olmanın yanı sıra, yepyeni bir HIRİSTİYAN HAC MERKEZİ olarak da çarpıcı gelişmeler sahne yapılabilir." Antiocheia kenti düzenli bir şehir planına sahip olup; engebeli arazide ızgara şehir planı uygulanmıştır. Antiocheia'nın göze çarpan yapıları arasında; Augustus Kutsal Alanı, Tiberius Meydanı, Roma Hamamı, Su Kemerleri, Tiyatro, St. Paul Kilisesi, ana Caddeler ve Batı kapısı yer almaktadır.
MEN KUTSAL ALANI Antiocheia'nın 5 km. güneydoğusunda ve Gemen korusu doruğunda daha ilkçağın erken dönemlerinden başlayarak Phrygia ve Pisidia yörelerinin en saygın tanrılarından biri olan Men'in önemli bir Kutsal Alanı yer almaktadır. Burada tapınılan Men, Men Askaios ya da Men Askaenos diye anılıyordu. Etrafı ay kabartmalı ve yazıtlı bir temenos duvarı ile çevrili alanın ortasında tanrı Men'in tapınağı yer almaktadır. Kutsal yapının etrafında muhtelif fonksiyonları olan yapı toplulukları bulunmaktadır. Bunlar arasında tören salonu, rahip veya rahibe evleri oldukça dikkat çekicidir. Men mabedi dışında bir odeon, boyutları farklı tapınma yerleri ve bir kilise Kutsal Alan'ın zenginliğine işaret etmektedir. Antiocheia'dan Men Mabedine ulaşan kutsal yolun bugün dahi görkemli izlerine rastlamak mümkündür. Kutsal Alanda ilk kazılar 1911-12 yıllarında W.Ramsay tarafından yapılmış olup, sözü edilen alanda 1995 yılından itibaren Yalvaç Müzesi tarafından yeniden çalışmalara başlanmış bulunmaktadır. Kutsal alana bugün stabilize bir yol ile rahatlıkla ulaşılmaktadır.
LİMNAİ ADASI Yalvaç'a 25 km. uzaklıkta Gaziri mevkiinde Hoyran gölü içerisinde bir ada olup, göl kenarına asfalt bir yolla ulaşılmaktadır. Surlarla çevrili olan adanın içerisinde muhtelif yapıların yanı sıra Artemis Tanrıçasına adanan bir tapınağın kalıntıları yer almaktadır. Adanın ilkçağlardan beri iskan gördüğü ve tapınma için önemli bir merkez olduğu anlaşılmaktadır.
KAYA MEZARLARI Hoyran gölünün hemen eteklerinden yükselen kaya yüzeyinde boyutları farklı olan kaya mezarları yer almaktadır. Bunlar arasında alınlıklı olan mezar en ilgi çekici olanıdır. Phrygia Kaya mezarlarının farklı biçimlerini burada adım adım izlemek mümkündür.
DEVLETHAN CAMİİ Yalvaç'ın merkezindedir. Devşirme malzeme ile yapılan cami, beylikler devri cephe özelliğine sahip olup, enine atılmış üç sütun dizisi ile dört sahne ayrılmış üzeri kırma çatı ile örtülü bir yapıdır. Caminin tek minaresi yapının kuzeydoğu köşesinde yer almaktadır. Mihrabı ve minberi düz sadedir. Caminin muhtelif zamanlarda onarımlar geçirdiği bu yüzden 16. yüzyıla ait olan bu yapının günümüzde orijinalinden ayrıldığı gözlenmektedir.
YENİ CAMİ Yalvaç merkezinde ve Devlethan Camisinin hemen önünde yer almaktadır. Malzemesi dıştan moloztaş, içten horasan harcı ile yapılan ve 19.yy'a ait olan yapı, yaklaşık kare bir plana sahip olup, dört sütun üzerinde oturan bir kubbesi mevcuttur. Örtü sistemi bütünüyle dıştan kırma çatı ile örtülüdür. Minare kuzeybatı köşede bulunmaktadır. Mihrabı ve minberi düz ve sadedir. Kubbede bulunan süslemeler son dönemde onarılmıştır.
LEBLEBİCİLER CAMİİ Bu yapıda oldukça sade dış cephelere ve bir harime sahiptir. Devşirme malzeme ile yapılmıştır. Girişin sağında, tuğla malzeme ile tek şerefeli olarak yapılmış bir minaresi vardır.
ESKİ HAMAM Yalvaç'ın Kaş Mahalle mevkiinde bulunan hamam, bölgesel Osmanlı geleneklerini ihtiva eden soyunmalık, soğukluk, sıcaklık, su deposu ve külhan gibi bölümleri ile klasik Türk hamamlarının özelliğini yansıtır. Yapıya iki ayrı girişten girilmektedir. Yapı malzemesi tuğla ve üzeri sıva ile sıvanmış bir karakterde ancak dış duvarlarda devşirme malzeme kullanılmıştır. Erkek ve kadınlara hizmet veren hamam bu yönüyle tek hamamlar grubuna girmektedir. Hamam yapılacak küçük bir onarımla gerçek kimliğine kavuşacaktır.
YENİ HAMAM Yalvaç merkezinde yer almaktadır. 19.yy.'a ait olan yapı, geçirdiği tamiratla ilk özelliğini kaybetmekle beraber günümüzde işlevini sürdürmektedir.
ANITSAL ÇINAR Yalvaç merkezinde ve ilçenin geçmişi kadar eskilere dayanır. Adeta Yalvaç'ın bir sembolüdür. Sayısı bir hayli fazla olan kahvehaneleriyle farklı bir dinlenme yeridir.
HIDIRLIK TEPESİ Yalvaç'ın geleneksel Hıdrellez kutlama yeri olup, ilçeye 1 km. uzaklıktadır. Çam ağaçlarının çevrelediği yerde ihtiyaca cevap verebilecek tesisler bulunmaktadır.
HİSARARDI Yalvaç'a 3 km. uzaklıkta gerek çam ormanları gerekse bol suyu ile ihtiyaç giderecek nitelikte bir dinlenme yeridir.
HOYRAN GÖLÜ İlçe merkezine 25 km. uzaklıkta bulunan göl ve çevresi tabii güzelliklere sahip bulunmaktadır. Kamp kurmak için müsaittir. Yeme içme ihtiyacı için küçük çapta tesisler vardır.
GEMEN KORUSU İlçeye 5 km. uzaklıktadır. Tarihi ile tabiatı birleştiren çekici bir güzelliğe sahiptir. Bugün stabilize bir yol ile koruya ulaşmak mümkündür. Yapıcı eller bu ilginç yeri daha elverişli hale getirebilir.
EĞİTİM KÜLTÜR:
Yalvaç'ta 1921 yılında ortaokul açılmış olduğu ve ortaokul açılmadan önce idadi ve Rüştiye mektepleri bulunduğu bilinmektedir. Yalvaç'ta eğitim öğretim faaliyetleri ülke standartlarına yakın düzeyde gelişim göstermiştir. 1921 yılında zamanın Kaymakamı Abdurrahman bey zamanında inşa edilen ortaokul uzun yıllar ilçeye hizmet vermiştir. 1940 yılına kadar yatılı olan okul, çevrede ortaokul sayısının az olması sebebiyle büyük hizmet vermiştir. İlçede 16.03.1957 tarihinde 69 öğrenciyle özel lise açılmıştır. Özel lisenin açıldığı tarihte Yalvaç ilçesinin eğitim ve öğretim durumuna bakacak olursak şu tabloyu görürüz: Özel lise ortaokul 10 öğretmen 456 öğrenci; Devrim, Alemdar, Gazipaşa, Uyanış ve Salur ilkokullarında 27 öğretmen 1322 öğrenci bulunmaktaydı. Köylerde de 35 ilkokul, 67 öğretmen ve 4166 öğrenci bulunduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. Bugün Yalvaç'taki eğitim durumunu değerlendirdiğimizde büyük atılım içinde olduğunu görürüz. Özellikle son yıllarda Yalvaç’ta Anadolu Lisesi, Anadolu İmam Hatip Lisesi, Teknik Lise, Yabancı Dil Ağırlıklı Lise (Süper Lise) açılması, Atatürk Lisesi'nin Bilgisayarlı Eğitime dahil edilmesi, yeni okul binalarının yapılması, okulların malzeme yönünden desteklenmesi eğitimde hamle sayılacak niteliktedir. Yalvaç ilçesinde ilköğretim kurumu olarak; 32 ilkokul, 15 ilköğretim okulu vardır. Bu okullarda 8179 öğrenci öğrenim görmekte, 304 öğretmen, 11 memur ve 66 hizmetli görev yapmaktadır. İlçe merkezinde bulunan ortaöğretim kurumları ise şunlardır: Atatürk Lisesi ve bünyesinde Yabancı Dil Ağırlıklı Lise sınıfları, Anadolu Lisesi, Kız Meslek Lisesi, İmam Hatip Lisesi, Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Çok Programlı Lise bünyesinde; Ticaret Lisesi, Çıraklık Eğitimi, Teknik Lise, Endüstri Meslek Lisesi bulunmaktadır. İlçeye bağlı kasabalarda ise; Körküler, Tokmacık, Kumdanlı ve Bağkonak'ta lise vardır. Yalvaç ilçesi genelinde, ortaöğretim kurumlarında 2373 öğrenci öğrenim görmekte olup, 139 öğretmen, 10 memur, 39 hizmetli görev yapmaktadır. Ayrıca ilçede kurum olarak Halk Eğitimi Merkezi, Öğretmen evi, 2 adet Dershane ve bir adet Sürücü Kursu Milli Eğitime bağlı olarak hizmet vermektedir. Yalvaç Halk Eğitimi Merkezi'nin kendi binasının inşaatı devam etmektedir. Merkez, kasaba ve köylerde, Bilgisayar, kalorifer ateşçiliği, Biçki-Dikiş, Giyim, Makine Nakışı, Kuaför, Trikotaj kursları açılmakta ve genel kültür etkinliklerine yer verilmektedir.
SAĞLIK HİZMETLERİ:
Yalvaç Devlet Hastahanesi 100 yataklıdır. Servisler ve ameliyathane modern hale getirilmiştir. Ek binası da tamamlanmıştır. Personel sayısı 125 civarında değişmekte ve çeşitli branşlarda uzman hekim bulunmaktadır. 1994 yılı istatistiklerine göre Yalvaç Devlet Hastahanesinde 38718 kişiye poliklinik hizmeti verilmiş, 2686 kişi yataklı tedavi görmüş ve 542 ameliyat, 621 doğum yapılmıştır. Hastahanede yatak doluluğu yüzde 51 dolayında gerçekleşmiştir. Sağlık Grup Başkanlığına bağlı Merkez, Kasaba Sağlık Ocakları ve Sağlık Evleri şunlardır: Yalvaç Merkez Sağlık Ocağı ve bu Sağlık Ocağına bağlı olarak hizmet veren Eyuplar, Kurusarı sağlık evleri; Özbayat Sağlık Ocağı, Özgüney Sağlık Ocağı, Kuyucak Sağlık Ocağı, Bağkonak Sağlık Ocağı, Kozluçay Sağlık Ocağı, Dedeçam Sağlık Ocağı, Çetince Sağlık Ocağı ve bu sağlık ocağına bağlı Korukaya, Bahtiyar Sağlık Evleri, Kumdanlı Sağlık Ocağı ve bu sağlık ocağına bağlı Celeptaş, Gökçeali, Aşağı Tırtar, Yukarı Tırtar Sağlık Evleri, Hüyüklü Sağlık Ocağı ve bu sağlık ocağına bağlı yağcılar, Eğirler Sağlık Evleri, Tokmacık Sağlık Ocağı ve bu sağlık ocağına bağlı Akçaşar Sağlık Evi, Yukarı kaşıkara Sağlık Ocağı ve bu sağlık ocağına bağlı Aşağı Kaşıkara Sağlık Evi, Körküler Sağlık Ocağı ve sağlık ocağına bağlı Sağır, Kırkbay, Mısırlı, Terziler Sağlık Evleri, Sücüllü Sağlık Ocağı ve sağlık ocağına bağlı Çamharman, Yarıkkaya Sağlık Evleri.
ULAŞIM:
Yalvaç ilçesi Isparta il merkezine 105 km uzaklıkta olup, yüksek standartlı asfalt yolla bağlıdır. İlçenin, bütün kasaba ve köyleriyle asfalt yol bağlantısı mevcuttur.
EKONOMİK DURUM:
Yalvaç ilçesinin gelir kaynakları, geçmişten günümüze tarım, hayvancılık, su ürünleri ve el sanatları olarak sıralanabilir. İlçede ekilebilir tarım arazisini 48.811 hektar olup, bunun 9.939 hektarında sulu, 38.872 hektarında kuru tarım yapılmaktadır. Sulu tarım olarak, meyvecilik, sebzecilik, şeker pancarı, yonca, korunga ve mısır gibi ürünler ekilip dikilmektedir. Meyvecilikte başta elma olmak üzere armut, elma, kayısı, erik şeftaliden 36.954 ton ürün elde edilmekte olup, meyve için toplam ekin alanı 4.100 hektardır. Sebze olarak da başta domates, biber, fasulye olmak üzere 11.170 ton ürün elde edilmekte olup, toplam sebze ekim alanı 900 hektardır. Endüstri bitkileri, şeker pancarı, ayçiçeği, aspir, kuru soğan, haşhaş, patates, sarımsak olarak 28.136 ton ürün elde edilmekte ve toplam 1.147 hektar alanda ekim yapılmaktadır. Yem bitkileri, yonca, korunga, burçak olmak üzere 725 hektar alanda ekilmektedir. Yeşil ot 17.545 ton, kuru ot 1598 ton, tohum ise m 8,5 ton elde edilmektedir. 2100 hektar bağ alanı mevcut olup, 25.125 ton yaş üzüm elde edilmektedir. Kuru tarımda ise hububat ve bakliyat ekimi yapılmaktadır. Hububat (Buğday, Arpa, Yulaf) 21.080 hektar ekim, 55.819 ton üretim; Bakliyat (Nohut, Mercimek, Kuru Fasulye, Fiğ) 18.010 hektar ekim, 26.160 ton ürün kapasitesine sahiptir. İlçede hayvancılık da önemli bir gelir kaynağıdır. 1995 yıl sonu envanterine göre; 18.889 adet Büyükbaş, 110.860 adet Küçükbaş, 50.100 adet kümes hayvanı, 4015 adet arı kovanı mevcuttur. İlçedeki hayvan varlığından; 329.3 ton et, 11.230 ton süt, 89 ton tereyağı, 1353 ton beyaz peynir, 65 ton yapağı elde edilmiştir. Ayrıca 2.800.000 adet yumurta 51 ton bal üretimi olduğu tespit edilmiştir. Eğirdir Gölünün bir bölümünün Yalvaç ilçesi sınırları içerisinde bulunması ilçede balıkçılığı da gelir kaynakları arasına sokmuştur. Hoyran Gölü avlağı Aşağı Tırtar, Taşevi ve Aşağı Kaşıkara köylerinin yüzde yirmisine geçim kaynağı olmaktadır. 1994 yılında bu avlaktan 65.670 kg. levrek ve 3,5 ton Sazan balığı avlanmıştır. Bölgede iki adet su ürünleri kooperatifi bulunmaktadır. Avlanan balıklar bu kooperatifler aracılığıyla pazarlanmaktadır. Ayrıca su ürünleri işleyen özel bir işletme de mevcuttur ve günde 1,5 ton balık işlemektedir. İlçede tarıma, hayvancılığa ve su ürünlerine dayalı orta ve küçük işletmeler vardır. Un imal eden bir adet fabrika ve mahalli değirmenler vardır. Uyaroğlu Un Fabrikası'nın kapasitesi 1300 kg/saattir. Hüyüklü Kasabasında bir adet peynir mandırası mevcut olup, söz konusu mandıra yüzde yüz kapasite ile çalışmakta olup, günde 6 ton süt işleyip 450 kg kaşar peyniri üretmektedir. Eyüpler Köyü Kalkınma Kooperatifi'ne ait günde 2 ton süt işleme kapasiteli bir mandıra vardır. Ancak yılda 40 gün çalışarak 4 ton peynir üretmektedir. El sanatlarının başında gelen işkolu ise Dericiliktir. Pisidia Antiocheia ahalisinin asıl uğraşısı olan ve dış pazarlarda dahi aranan Deri mamulleri bugünde aranan ürünler durumundadır. İlk Yalvaçlılar deriyi ilçenin bugün içinden ve Eğirdir Gölü'ne dökülen Sel Çayı'nda işlerlerdi. Sel Çayı Sultan Dağlarından doğarak yöreye hayat saçarken deri işlemeciliğinde de yararlı olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır. Zira Yalvaç'ta pek çok durgun ve akarsu olduğu halde ancak ve ancak Sel Çayı'nın suyu deri işlemesine elverişli oluyordu. Bu konuda da biliyoruz ki Sel Çay'ında bazı kimyasal madde bileşimleri deri işlemeye elverişlidir.
TURİZM:
Turizm gelirlerinin Yalvaç ilçesinin ekonomisine büyük katkılar sağlayacağı bir gerçektir. Çünkü Yalvaç'ta önemli tarihi eserler mevcuttur. Bu sebeple arkeolojik kazı çalışmaları Yalvaç Müzesi tarafından titizlikle yürütülmektedir. Antik Kent Pisidia Anticoheia'da; hamam, kilise, ana cadde, sütunlu cadde, Ağustus Tapınağı temizlenerek ortaya çıkarılmıştır. Yalvaç'a ait olup yurt içinde başka yerlere ve yurt dışına gitmiş eserlerin geri getirilmesi için girişimlerde bulunulmuş, ilk etapta Afyon müzesindeki eserler Yalvaç'a getirilmiştir. İlçede, araştırılmış mağaralardan Ayı İni, Akardonar ve Değirmenönü yer alır. Turizmin gelişmesi amacıyla ilçeye bir turistik restaurant yapılmış ve turistik otel yapımı devam etmektedir.