Üyelik Girişi
KATEGORİLER
Site Haritası

ULUBORLU

 ULUBORLU

DOĞAL YAPI

Uluborlu'nun güneyinde 2463 rakımlı Kapı Dağı ve bunun uzantısı olan Yuvaça yaylası, batıda 2097 rakımlı Şalgamlık Tepesi, kuzeyinde ise 1800 rakımlı Kılıçlayan Dağları bulunmaktadır. Doğusu açık olup Senirkent Ovasına uzanmaktadır. Güneybatıda bulunan Pupa Çayı, Güneydoğudan çıkan Şehir Çayı, Güney kısmında bulunan Şalgamlık Deresi, Halkalı Deresi ile Doğusunda Su Uçan Şelalesi, Akçay Şelalesi, Değirmen Deresi, Batısında İleydağı Çayı, Kuzeyinde Kızıldere ve Dereköy Çayı belli başlı akarsularıdır. Bunlardan Pupa Çayı üzerinde 1977 yılında kurulan Uluborlu Barajı sulama suyu olarak kullanılmaktadır. Uluborlu ilçesinin kuzeyinde Dinar, doğusunda Senirkent, güneyinde Atabey, Gönen ve batısında da Keçiborlu bulunmaktadır. Önceleri Toros kollarının uzantısı olan Kapı Dağı'nın eteğinde kurulmuş, 1950 yılından sonra da şimdiki bulunduğu Uluborlu ovasına taşınmıştır. Uluborlu ilçesi, coğrafya olarak Akdeniz Bölgesinde bulunmasına rağmen tam bir Akdeniz iklimi özelliklerini taşımamaktadır. Göller Bölgesi ikliminin karakteristik özelliklerinden olan, ilkbaharı kısa, sonbahar ve kışı diğer mevsimlere göre biraz daha uzun olan bir iklim özelliği taşır. Yazları sıcak ve kurak, kış ayları ise soğuk ve yağışlıdır. Kışın en soğuk günleri ortalamasının -15 C ve yazın en sıcak günlerinin ortalamasının ise +31 C derece olduğu tespit edilmiştir. Yağışlar en çok ilkbahar ayları başında ve Sonbahar aylarında yağmakta olup, ekseriyetle batı ve Güney kesiminden gelmektedir.

TARİH

Tarih öncesi devirlerden beri çeşitli milletlerin medeniyet kurduğu Uluborlu, üzerinde kurular medeniyetlerin izlerini hala taşımakta olan eski bir yerleşim merkezidir. 1800'lü yıllarda çeşitli Avrupa bilginlerin yapmış oldukları araştırmalar sonucu; Uluborlu'nun 4000 sene önce Hititler tarafından kurulduğu anlaşılmaktadır. Hititlerin sosyal yapısı itibarıyla buraya bir ad verilmemiştir. Fakat Uluborlu'nun korunmaya elverişli bir bölge olması büyük bir yerleşim yeri olmasını sağlamıştır. Bu döneme ait çeşitli kalıntılar hala mevcuttur. Hititlerin Milattan Önce 1200 yılında yıkılmasından sonra hiçbir milletin egemenliği altına girmeyen Uluborlu, M.Ö. 800'lü yıllarda Frig Devletinin egemenliğine girmiştir. Uluborlu, Frigler döneminde yerleşimi konu olmuştur. Daha sonra sırasıyla Lidyalılar, Persler, Pisidyalılar, ,Galatlar, Romalılar tarafından idare edilmiş olup bu döneme ait pek çok medeniyet kalıntıları günümüze kadar gelmiştir. Roma İmparatorluğunun ikiye bölünmesinden sonra Bizanslıların eline geçmiştir. Şehit, Seleukoslar döneminde Apollonia adıyla anılmıştır. Bu döneme kadar Apollonia, Ayvalar Memleketi anlamına gelen Mordiaum, Zosimos isimli papazın ismine izafeten Sozopolis adını almıştır. Uluborlu, Türklerin fethi öncesinde Apollonia, Sozopolis, Mardion, Mardiyon, Margion, Mardiaion adlarıyla anılmıştır. 1070'li yıllarda Selçuklu Sultanı Süleyman Şah tarafından yapılan savaşta Bizans İmparatoru Ioannes Kommenos'den alınarak Türk egemenliğine girmiştir. Türk egemenliğinden sonra Uluborlu, Borgulu, Burgulu, Bur'ulu, Uluğborlu isimlerini almıştır. Kesin olarak Anadolu'nun Türklerin eline geçmesini sağlayan Miryakefalon Savaşı Uluborlu'ya çok yakın yerde, Kumdanlı Boğazında yapılmıştır. Bu savaşta askeri ve lojistik destek Uluborlu üzerinden sağlanmıştır. Savaşın kazanılmasından sonra önemli Türkmen Beyleri Uluborlu'ya yerleşmişlerdir. Şu anda ve yakın tarihte Uluborlu ve çevresinde çeşitli ırk ve dinlere rastlanmamaktadır. Halkın bu özelliği, Myriokephalon Savaşı'ndan sonraki yerleşime dayandırılmaktadır. Selçuklular döneminde Borgulu adını alan Uluborlu önemli bir merkez olmuş, 13 tane medrese açılmış çeşitli şehzadeler Uluborlu'da ikamet etmişlerdir. Etnik yapı bakımından darda kalan Türkmen idarecilerin sığınma yeri olmuştur. ll. Gıyaseddin Keyhüsrev bu konuda önemli bir örnektir. Ayrıca Selçuklu Şehzadesi Rükneddin Gey–Amers'in Uluborlu'da vefat edip ve buraya defnedildiği bilinmektedir. Mezarının yanında kendi ismiyle anılan bir medrese inşa edilmiştir. Alaaddin Keykubad'ın üvey annesi Melike Adile Hanım taht mücadelesinde karışıklık yarattığı için Uluborlu'da öldürülerek malı müsadere edilmiştir. Müsadere edilen maldan şimdiki Alaaddin Camii yaptırılmıştır. Kırşehir dolaylarında başlayan Babai isyanından kaçan Ahi'lerin bir kısmı Uluborlu'ya gelip yerleşmişlerdir. Bunlara ait türbeler ve Arpacık adıyla anılan bir çeşme günümüze kadar gelmiştir. Yunus Emre'nin hocası olan Taptuk Emre ve Ahi Evran, Babai isyanlarında öldürülmüş, ayrıca Moğol baskıları sonucunda Ahiler güvenlikleri için Anadolu'nun batısına doğru gelmişlerdir. Bu göçler sırasında büyük şair Yunus Emre'nin de bölgeye gelmiş olması tahmin edilmektedir. Halkın dilinde dolaşan menkıbelerin dışında Yunus Emre'nin Uluborlu'da yaşadığı ve mezarının bölgede olduğu hakkında bilimsel deliller vardır. Selçukluların zayıflamasından sonra burada kurulan Hamitoğulları Beyliğinin idaresine giren Uluborlu, on yıl kadar beyliğin başşehri olmuştur. Uluborlu daha sonra Osmanlı topraklarına katılmış, Konya Sancağına bağlı bir kaza olarak varlığını sürdürmüştür. Uluborlu, l. Sultan Selim devrinde düzenlenen Taksimat-ı Memalik-i Osmaniye'de Hamit İli'nin 21 kazasından beşincisi olarak gösterilmektedir. Osmanlı yönetiminde söz sahibi olmuş, çeşitli idareciler burada yetişmiştir. Milli Mücadele yıllarında ülkenin kurtuluşu için kurulan derneklerin şubeleri Uluborlu'da da açılmış, belde fiili olarak milli mücadeleye katılmıştır. Uluborlu'nun, tarih boyunca; Mordiaion, Mardion, Mardiyon, Margion, Apollonia, Sozopolis, Borgulu, Bur'ulu, Uluğborluk, Uluğborlu isimlerini aldığı bilinmektedir.

 

KÜLTÜR VARLIKLARI

APOLLONİA MARDİON M.Ö. 3. yüzyılda kurulmuştur. 1833 yılında Arundell tarafından bulunmuştur. Strabonda Frigya şehri, Ptolemaios'ta ise Pisidia şehri olarak geçer. Apollonia, Seleukoslar tarafından kurulan bir Seleukos kolonisidir. Şehir M.S. 260-268 devrine kadar sikke basmıştır. Şehir Geç Roma ve Bizans döneminde önemini korumuştur. Res Gestae'nin Grekçe Fragmanı bu şehirde bulunmuştur. 381'deki kilise kayıtlarına göre adı Sozopolis olarak geçer. Şehrin kalıntıları Eski Kasaba mevkiinde Akropol ve ovada bazı bina temelleri ve mimari bloklar olarak karşımıza çıkar.

ULUBORLU KALESİ Helenistik dönemde inşa edilen kale, Bizans döneminde büyük çaplı tamir görmüştür. Antik Roma binalarından sökülen taşlar bu tamiratta kullanılmıştır. Uluborlu'nun Türklerin eline geçmesinden sonra Selçuklular tarafından tamir edilmiş ve tamir kitabesi konmuştur.

Tamirat Kitabesi:

  1. Alla-ü müfettihi-l ebuab.
  2. Ammare hazihi-l imarati-l mübareket-ü bi emri-il emiri-l azam-ı felekü-d dünya veddin-i.
  3. E'azzallah-ü-ensareh-u fi senet-i seb'a miete 707

Çevirisi:

  1. Bütün kapıların fatihi Allah-ü zülcelaldir.
  2. Din ve dünyanın meliki feleküddin emir-i azam'ı emriyle şu mübarek imaret tamir edildi.
  3. Allah-ü zülcelal yardımlarını aziz etsin 707 Kalenin uzunluğu 135,5 metredir. Bu kalede üç burç bulunmaktadır.

ALÂADDİN CAMİİ Cami, Melih Şah'ın kızının malından, M.S. 1231 tarihinde Sultan Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Minaresi tek şerefeli olarak tuğladan yapılmıştır. Dört sütun üzerine oturtulmuş 11 kubbesi, 25 penceresi ve 3 kapısı vardır. Selçuklu sultanlarından Keykavus'un oğlu Alaiye beylerinden biri olduğu sanılan Bedrettin Ömer tarafından 1282 yılında ilk, 1652 yılında yerli halktan Vahap Kadı tarafından ikinci tamiri yapılmıştır. 1909 yılında minaresinden başka her tarafı yanan cami, 1927 yılında yeni yerli mimarlar ve ustalar tarafından halkın yardımıyla yeniden elden geçirilmiştir. Sıvası, boyası ve yazıları da 1932 yılında Ispartalı merhum Hacı Nuri Altıntabak tarafından yapılmıştır. Camiye ait kitabede şu ifade yer almaktadır: "Bu mübarek mescid, Kılıçarslan'ın oğlu Şehit Sultan Tuğrul Şah'ın alim ve dünya ve dinin koruyucusu, İslam'ın ve Müslümanların seçkini olan kızı Melike-i Adile'nin malından olmak üzere; en ulu sultan, ulu padişahlar padişahı alemdar, Allah'ın gölgesi mesabesinde olan, dünya ve dinin şerefçe yücesi, Fatih'in babası Keyhüsrev oğlu Keykubad’ın hüküm sürdüğü günlerde; Hicri 629 yılının Recep ayında kendisi tarafından yapılmıştır. Allah ikbalini daim etsin."

ALEMDAR CAMİİ (BÜLBÜL CAMİİ) Alemdar Paşa tarafından yaptırılmış olup, dört sütun üzerine büyük bir kubbesi vardır. Kubbenin üzeri çatı ile örtülüdür. Bu camiye Bülbül Camii de denilmektedir.

SULTAN ALÂADDİN CAMİİ Camii, 17. yüzyılın sonlarıyla 18. yüzyılın başlarında köy ortasına yapılmış olup, 300 metrekarelik bir saha üzerine toprak damlı olarak inşaa edilmiştir. Zamanla caminin ilk şekli korunamamış, yıkılmış yerine halkın yardımı ile ve vakıfların da desteği ile cami yapılarak ibadete açılmıştır.

TAŞ MEDRESE Uluborlu ilçesinde Eski Kasaba'da yer alır. Alaaddin Caminin güney tarafında yalnız dış duvarları kalan medresenin çatısı yıkılmıştır. Yapım tarihi hakkında kesin bilgi yoktur. Bu yapı Gargılı Lala ismiyle de bilinmektedir.

CİRİMBOLU SU KEMERİ Eski kasabadadır. 1869-1872 yılları arasında Kapu Dağından kale içine Kavil Pınarı'nın suyunu getirmek için kullanılmıştır. Yerli Rum halkı kendi aralarında para toplayarak bu suyun getirilmesi için Türk yetkililere başvurmuşlardır. Kemer aynı zamanda köprü olarak da kullanılan üstüste iki yuvarlak kemer üzerine inşa edilmiştir. Uzunluğu, 4,5 metre, genişliği 2,5 metre ve yüksekliği 20 metredir.

 

EĞİTİM KÜLTÜR

Tarih boyunca Uluborlu'da eğitime çok önem verilmiş olup pek çok medrese hizmet vermiştir. Yapılan incelemelerde 1914 yılına kadar ilçede, Gargılı Lala, Kılıçarslan, Alaaddin, Rüşaniye, Alemdar, Darülkurra, Cedid, Hüdaverdi, Bozca, Arapçık, Safaiye, Coşkun ve Katipoğlu adlı onüç medresede eğitim ve öğretim yapıldığı anlaşılmaktadır. Geçim kaynaklarının özellikle geçmiş yıllarda kısıtlı olması nedeniyle halk içinde yüksek tahsil yapan kimse çok fazla olmuştur. İlçe merkezi ve köylerinde toplam 6 ilkokul, 3 lise mevcuttur. Ayrıca Halk Eğitimi Merkezi ve Pratik Kız Sanat Okulu bulunmaktadır. İlçe merkezi ve bağlı köylerinde bulunan 6 ilkokulda, 453 öğrenci eğitim görmekte, 31 öğretmen ve 6 hizmetli görev yapmaktadır. İlçe merkezinde bulunan bir Lise'de 391, bir Endüstri Meslek Lisesi'nde 162, bir İmam-Hatip Lisesi'nde 251 öğrenci eğitim görmekte ve bu üç lisede toplam; 50 öğretmen, 9 memur ve 29 hizmetli görev yapmaktadır. İlçede Öğretmenler Lokali ve Kültür Bakanlığı'na bağlı olarak görev yapan Alaaddin Keykubat Halk Kütüphanesi hizmet vermektedir. Kütüphanede tarihi değeri çok büyük ve incelemeden geçmemiş çok sayıda el yazması eser ve 18 bin civarında kitap bulunmaktaydı. Kütüphanedeki tarihi değeri çok büyük 475 el yazması eserin tamamı Konya El Yazması Eserler Kütüphanesi'ne devredilmiştir.

 

SAĞLIK HİZMETLERİ

Uluborlu ilçe merkezine gerekli olduğu düşüncesiyle 1976 yılında halk tarafından başlatılan hastahane inşaatı 1993 yılında tamamlanmıştır. İlçede yaşayan halkın yüzde 80'i bir sosyal güvence kurumuna bağlıdır. Geri kalan yüzde 20'lik kesimde yeşil karttan faydalanmaktadır. Uluborlu Devlet Hastahanesi iki bölümden oluşmuştur. A Blok 4, B Blok 3 katlıdır. Hastahanede, poliklinik, acil servis, laboratuar, röntgen bölümleri modern araç ve gereçlerle hizmet vermektedir. Uluborlu Devlet Hastahanesi 50 yatak kapasitelidir. 1994 yılında, 23504 kişiye poliklinik hizmeti verilmiş, 1665 laboratuvar tahlili yapılmış, 828 röntgen çekilmiş ve 470 kişiye de ağız ve diş sağlığı hizmeti verilmiştir. İlçe merkezinde bir adet Sağlık Ocağı, Küçük Kabaca köyünde bir adet Sağlık Evi mevcuttur. İlçede sağlık hizmetlerine yardımcı olan 2 adet te Eczane bulunmaktadır.

 

ULAŞIM

Uluborlu İlçesi İzmir-Konya yolu üzerinde, tüm karayolları ile bağlantılıdır. Isparta iline 65 kilometre, Burdur iline 64 kilometre uzaklıktadır. Afyon iline Yalvaç ve Konya iline Eğirdir bağlantılı ulaşıma devamlı açıktır. Tüm yollar asfalttır.

 

EKONOMİK DURUM

Halkın gelir kaynaklarının başında sulu tarım gelmektedir. Uluborlu Barajının inşasından sonra meyve üreticiliği modern yöntemlerle yapılarak büyük gelişme göstermiştir. Genellikle elma, kiraz, ayva, armut gibi meyveler yetiştirilmektedir. Son yıllarda Uluborlu'da yetişen kiraz Avrupa ülkelerine ihraç edilerek, büyük bir gelir kaynağı teşkil etmektedir.

ALTIN KİRAZ Uluborlu ilçesi, sulu tarım ziraat yanında kiraz üretimi bakımından önemlidir. 30-35 yıl önce üretimine başlanan Uluborlu Kirazı tamamen ihraç edilmektedir. İlçede 17 tür kiraz yetişmektedir. Uluborlu Kirazının başlıca özellikleri; dayanıklılığı, kalitesi ve kendine has lezzetidir. İngiltere, Almanya, Hollanda ve Belçika gibi ülkelere ihracaat yapılmaktadır. Uluborlu çevrede üretilen kirazlarından ihracaatı için alım merkezi haline gelmiştir. İlçede kiraz bahçelerinde modern ve zirai tekniklere uygun olarak üretim yapıldığından üretim rekoltesi yüksek olmakta ve pazarlama sorunu doğmamaktadır. Sulu tarım dışında hayvancılık ve el sanatları halkın geçim kaynakları içerisinde önemli yer tutar.

 

TURİZM

ALTIN KİRAZ ŞENLİKLERİ VE YAĞLI PEHLİVAN GÜREŞLERİ İlçede yetişen kirazın tanıtımını daha iyi yapmak için 20 yıldır Altın Kiraz ve Yağlı Pehlivan Güreş Şenlikleri, kiraz toplama mevsimi olan Temmuz ayının ilk haftası 2 gün süre ile yapılmaktadır. Şenlikler çeşitli etkinliklerle yapılmakta, en iyi kirazı yetiştirenlere ödül verilmektedir. Festival, içerisinde geleneksel yağlı pehlivan güreşleri iki gün süre ile yapılmaktadır.

Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıkları içinde aralıksız süren bu gelenek bölge halkının vazgeçilmez bir tutkusudur. Güreşin eski bir gelenek olduğunu kanıtlayan Kitabe ilçede mevcuttur. Kitabede; M.S.153 yılında Avrilyos Efimmos adındaki bir şahsın güreş düzenlediği belirtilmektedir.

Yağlı güreşler, Güreş Federasyonu nezaretinde yapılmaktadır. Üç yıl üstüste başpehlivanlığı kazanan pehlivan Altın Kiraz'ın sahibi olmaktadır. İlçede güreşlerin ve festival şenliklerinin yapıldığı 2000 metrekarelik çim alan, 6 bin kişilik kapalı tribün ile sosyal tesisler bulunmaktadır. Altın Kiraz ve Yağlı Pehlivan Güreşlerine çevre halkı büyük ilgi göstermektedir.

İlçede, araştırılmış mağaralardan Uluborlu Doruğu Mağarası yer alır.

 

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam16
Toplam Ziyaret197519
Hava Durumu
Saat
REKLAM İLANI

 

BURAYA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ.

Tel:0 532 575 13 21